Alerji vücudumuzda bulunan antikorların, başkaları için zararsız olabilecek maddelere karşı savaş açması ve reaksiyon oluşturmasıdır. Bu maddeler toz, besinler, solunum yolu ile alınan maddeler, polen, akarlar ve hayvan tüyleri olabilir. Alerji her yaş gurubunda görülebilir.
Toplumumuzda besin alerjisine en sık yol açan besinler inek sütü, yumurta, yer fıstığı, yağlı tohumlar, soya fasulyesi, buğday, balık, kabuklu deniz ürünleri, baklagiller, et türleri, sebzeler ve meyvelerdir.
İnek Sütü
Çocuklarda en sık rastlanılan besin alerjisidir. İlk 1-4 yaşları arasında en yüksek oranda görülme nedeninin inek sütü, formüla ve süt bazlı diyet tüketilmesi olduğu bildirilmektedir. İnek sütü çocuklarda çoğunlukla 8 yaşında %80 oranında tolere edilmektedir. İnek sütünün balıca proteinleri kazeinle (α-kazein, s-kazein, β-kazein, k-kazein, y- kazein) ve whey proteinleri (β-laktoglobulin, α-laktoalbumin, sığır immunoglobulinleri, sığır serum albumini) dir. Ayrıca az miktarda laktoferrin, lipaz, esteraz gibi proteinler de bulunur. İnek sütü alerjisi bulunan bireylerde birden fazla süt proteinine alerji vardır. Kazein ve β-laktoglobulinin inek sütü alerjisinde major alerjenler olduğu düşünülmektedir. α-laktoalbumin ve sığır serum albumini ise minör inek sütü alerjenleridir. İnek sütü alerjilerinden sık görülen belirtiler egzama, kurdeşen, ishal ve kusmadır. Klinik olarak çocuklarda atopik dermatit, infantil kolik, sürekli huzursuzluk, gastroözofajiyal reflü, özofajit, enterokolit veya proktokolit, konstipasyon; erişkinlerde ise solunum yolu, cilt ve gastrointestinal sistem bulguları görülebilir. İnek sütü ile keçi sütü ve koyun sütü arasında çapraz reaksiyon görülebilir. Bu nedenle duyarlılık söz konusu olduğunda koyun ve keçi sütlerinin tüketiminden de kaçınmak gerekebilir.
Yumurta
Yaşamın ilk bir yılında diyete yumurtanın eklenmesiyle en sık görülen alerjendir. 1-3 yaş arasındaki çocuklarda prevalansı %1.3-2.5’tir. Çocuklar 3 yaşına geldiklerinde %50,5 yaşta ise %66 oranında kendiliğinden tolere edebilmektedirler. Yumurtanın beyazındaki majör protein ovaalbumin, majör antijen ise ovomukoiddir. Ovotransferrin, lizozim ve ovomusin ise yumurta beyazındaki minör alerjenlerdir. Yumurtanın beyazının bir yaş öncesinde verilmemesi, başladığında ise yavaş yavaş arttırılmalıdır. Alerji belirtileri ortaya çıktığında en az 6 ay ara verilmelidir. Erişkinlerde yumurta alerjisinin, yumurtanın sarısının bileşiminde bulunan livite bağlı olduğu gösterilmiştir. Bireylerin çoğu iyi pişmiş yumurtayı tolere edebilir ve pişmiş tavuk ürünleri ile alerji görülmemektedir. Sütte olduğu gibi yumurta da duyarlı bireylerin diğer hayvan yumurtalarına çapraz duyarlılık gözlenebilir.
Yer Fıstığı
Yer fıstığı alerjisi yaşamın erken dönemlerinde kendini gösterir ve çoğu bireyde yaşam boyu sürer. 6-24 aylık çocuklarda en sık karşılaşılan alerjendir. Yer fıstığı, besin anaflaksinin başlıca nedenidir. Bazı duyarlı kişilerde mikrogramlarla ifade edebilecek kadar küçük miktarlar reaksiyona neden olmaktadır. Hatta bazı kişilerde, içinde fıstık ezmesi olan kavanozun ortamda açık bırakılması nedeniyle bile ürtiker ve hırıltı solunumun ortaya çıktığı görülmüştür.
Yağlı Tohumlar
Yetişkinlerde %0.5-1, çocuklarda %1-2 oranında rastlanılan önemli alerjendir. Alerji yaşam boyu devam etmektedir. Yağlı tohumlar; badem, fındık ve türevleri, ceviz, kestane, çamfıstığı, Antep fıstığı olarak bilinmektedir. Fındık alerjisi olan bireylerde polen, taze sebze ve meyveye karşı duyarlılık olabilir.
Soya Fasulyesi
Amerika’da çocuk besin alerjilerin en sık görülenlerindendir. Genelde soya fasulyesi unun inhalasyonu ile gelişmektedir. Özellikle yetişkinlerde astım oranını arttırabilir. Majör proteini globulinlerdir. Globulin proteinlerinden olan α-konglisinin ve β- kongliisnler başlıca alerjenlerdir.
Buğday
Buğday proteinleri suda çözünebilen albuminler, tuzlu suda çözünebilen globulinler, etanolde çözünen proaminler ve gluteinlerdir. Tek bir tahıla klinik alerjisi olan çouklarda, buğday unundaki lektine spesifik olmayan Ig E bağlanması ile, deri prik testinde birçok tahıla karşı reaksiyon gösterebilir. Buğdayda bulunan alfa-amilaz tripsin inhibitörü en önemli alerjen türdür.
Balık ve Kabuklu Deniz Ürünleri
Genellikle çocukluk ve adölesan dönemde rastlanmaktadır. Yemekle, inhilasyonla ve temasla alerji gelişebilir ve yaşam boyu devam etmektedir. Balıkta bulunan kalsiyum bağlayıcı bir protein olan parvaalbumin majör antijendir. Özellikle yetişkinlerde balık türleri arasında çapraz etkileşme olduğu saptanmıştır yani bir balık türüne alerjisi olan bireyin her türlü balığa karşı reaksiyon gelişebilir. Balık alerjisi olanlar genellikle yağını protein açısından saflaştırıldığı için tolere edebilirler.
Baklagiller
Kurubaklagiller alerjen özelliği aktif olan yiyeceklerdir. Özellikle bezelye, fasulye ciddi alerjik reaksiyona neden olabilir. Keten tohumu, ayçiçeği, susam, pamuk, haşhaş, ayçiçeği tohumlarına ve çekirdeklerine bağlı olarak anaflaktik reaksiyonlar gelişebilmektedir.
Et Türleri
Sütün ve yumurtanın çapraz antijenik özelliğinden dolayı tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi de genellikle bebeklik çağında görülür. Süte duyarlı bireyler sığır etine alerjik reaksiyon gösterebildikleri gibi; yine aynı şekilde yumurta alerjisi olan bireyler tavuk etine karşı duyarlılık gösterebilir. Başlıca sığır eti olmak üzere domuz eti, tavuk, hindi etile alerjiler olabileceği bildirilmiştir. Kuzu eti daha az alerjendir. Et alerjilerinin çoğunluğu sığır etinde bulunan sığır serum albuminine duyarlanma sonucu geliştiği ifade edilmektedir. Sığır etinde ayrıca sığır gama globulini de bulunmaktadır. Bu proteinler ısıya dayanıklıdır ve iyi pişmiş etler, bu proteine duyarlı kişilerce tolere edilebilir.
Sebzeler
Sap kerevizi, soğan, kabak, domates, patates, patlıcan ve havuç tüketimi çocuk ve yetişkinlerde alerjiye neden olabilir. Oral alerji sendromu ve sistemik reaksiyonlar gelişebilir. Domates alerjisinde en sık oral alerji sendromu, patates alerjisinde kontakt ürtiker ve solunum yolu belirtileri, soğan alerjisinde ise astım ve polen duyarlılığı oluşabilir.
Meyveler
Özellikle çocuklarda elma, armut, çilek, kavun-karpuz ve sert çekirdekli meyveler (kiraz, vişne, kayısı, şeftali) alerjiye neden olmaktadır. Yetişkinlerde daha çok şeftali, elma ve kiraz alerjisinde oral alerji sendromu, temas ürtikeri ve sistemik semptomlar görülebilir. Klinik belirtiler pişmiş, konserve ya da reçelinden daha çok çiğ meyvelerin yenmesiyle ortaya çıkar. Çoğu kişide polen alerjisi ile beraber gözükebilir. Elmada bulunan alerjenler oral alerjiye, gastrointestinal ve sistemik belirtilere neden olabilir. Avakado, sistemik anaflaksiye neden olabilir. Aynı zamanda muz, karpuz ve kivi ile çapraz reaksiyona girerek alerji yapabilir. Kavun ve kivi oral alerji sendromu ve anaflaksi oluşturabilir.