Kabrin ve cehennemin azâbına tahammül edebilmek mümkün değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu duâyı sıkça yapar ve ümmetine de tavsiye buyururdu:
“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!” (Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, 128-134)
Dolayısıyla ilâhî gazabı celbeden her türlü çirkin vasıftan, nefsânî ve şeytânî arzulardan, haramlardan, kerahatlerden, gaflet ve isyandan âdeta ateşten sakınır gibi uzak durup Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine sığınmak elzemdir.