Güneş Sistemi Merkezli Evren Modeli, Copernicus tarafından 16. yüzyılda öne sürülen ve dünyanın Güneş etrafında döndüğünü ve diğer gezegenlerin de Güneş etrafında döndüğünü öne süren bir teoridir. Bu model, heliosentrik (güneş merkezli) bir evren görüşünü temsil eder ve Ptolemy’in eski geosentrik (dünya merkezli) modeline bir alternatif olarak sunulmuştur.
Döneminde Kopernikus’un modeli büyük tartışmalara neden oldu ve kilise tarafından önce tepkiyle karşılandı. Ancak zamanla gözlem ve bilimsel kanıtların artmasıyla, heliosentrik model giderek kabul görmeye başladı. Bu modelin reddedilmesi sürecinde bazı önemli adımlar şunlardır:
- Galileo Galilei (1564-1642): Galileo, teleskopu kullanarak gözlem yapmaya başladı ve Ay’ın yüzeyinde dağlar ve kraterler olduğunu, Jüpiter’in uydularının bulunduğunu ve Venüs’ün evrelerini keşfetti. Bu gözlemleri, Güneş Sistemi Merkezli Modeli destekleyen kanıtlar olarak sunarak Ptolemaik sistemini eleştirdi.
- Johannes Kepler (1571-1630): Kepler, elips şeklindeki gezegen yörüngelerini tanımlayarak ve gezegenlerin eşit alanlarını eşit zamanlarda taradığını keşfederek heliosentrik modelin daha kesin bir matematiksel temeline katkıda bulundu.
- İsaac Newton (1642-1727): Newton, evrenin hareketi ve yerçekimi kanunları üzerine yaptığı çalışmalarla heliosentrik modelin bilimsel temellerini güçlendirdi.
Tüm bu bilimsel keşiflerin ve gözlemlerin sonucunda, Güneş Sistemi Merkezli Evren Modeli, bilimsel topluluk tarafından kabul edildi ve Ptolemaik sistem artık reddedildi. Bu dönüşüm, modern astronomi ve bilimin temellerini atmış ve insanın evren hakkındaki anlayışını kökten değiştirmiştir. Kopernikus’un modeli, günümüzde bilimsel gerçekler arasında yer almaktadır ve dünya merkezli evren anlayışı tarihsel olarak reddedilmiştir.